Ülkesinde “Queen of Mystery” bizde ise “Cinayet Kraliçesi” olarajk bilinen Agatha Christie’nin en şöhretli eserlerinden birisi olan Roger Ackroyd Cinayeti, aynı zamanda birçok tartışmanın da ortasında yer alır. Kitap ilk olarak İngiltere’de 1926 yılında yayınlandı. Kurgusu ile bir çığır açmış olsa da aynı kurgudan ötürü birçok eleştirinin hedefinde yer aldı.
Temelde eleştirmenlerin Christie için “okurun güvenine ihanet etme” ithamına karşın “kimseye güvenme” prensibinin tarafında olanlar için polisiye denilince ilk akla gelen klasiklerden biri oldu. Yine aynı kurgudan ötürü sinema ve TV uyarlamaları kitabı okurken alınan tadı vermemekte.
Kitabın konusuna gelince: Hercule Poirot emekliye ayrılarak King’s Abbot köyüne gelir ve kabak yetiştirmeye başlar. Ancak bu sırada köyde yaşayan bir dul kadının intiharı çeşitli dedikodulara neden olur. Bu dedikodu dul kadının ilk kocasını öldürdüğünü bilen biri tarafından kendisine şantaj yapıldığı ve Roger Ackroyd’un onun aşığı olduğu yönündedir. Ancak Ackroyd cinayete kurban gidince herşey değişir.
Christie’nin cinayetleri ve karakterleri işleyişindeki ustalığı bu kitaba has kurguyla birleşince ortaya bir polisiye efsanesi çıkıyor. Poirot dizisi kapsamında eser TV’ye de uyarlandı.
